Açık konuşayım abi, müziğe para veren adam değilim ben. Eskiden fizy vardı, şimdi çok fena bozdu orası hiç sevmiyorum. Müzik dinlemek için Youtube ve Spotify’dan ortaklaşa faydalanıyorum. Hayatımda internetin olmadığı bir alan olmadığı için fiziksel olarak mp3 indirme ihtiyacı da duymuyorum. Kendimi online müziğe teslim ettim yani anlayacağınız.
Yeri gelmişken çok kıl olduğum bir insan tipinden bahsetmek istiyorum. Abi bazı insanlar sürekli aynı müzikleri dinleyerek kendini resmen köreltiyor. Müzik; hayal gücü, ruh hali, bakış açısını doğrudan etkileyebiliyor, bakıyorum adama 5-6 tane mp3’ü var yıllardır 7/24 aynı şeyleri dinliyor. Tekme tokat dövmek istiyorum öyle insanları, hoşlanıyorsun anlıyorum da bak bakalım ya başka renkler de var dünyada, başka sesler, başka hisler. Hep aynı hep aynı. Katlanılacak gibi değiller. Şimdiye kadar statik müzik anlayışına sahip insanlarla anlaşamadığımı gözlemledim. Bir kere yaratıcılıkları köreliyor, konuşacak çok fazla şeyleri olmuyor ya da bana öyle geliyor bilmiyorum. Fazla hoşlanmıyorum müzik zevkimin uyuşmadığı insanlarla.
Ehöm, ne diyordum. Çok fazla Türkçe müzik dinlemiyorum zaten daha önce bahsetmiştim bu alışkanlığımdan, sözlerini illa anlamak zorunda değilim. Mesela şu parçayı dinlerken ulan şerefsiz, allah belanı versin it herif, yazık değil mi lan gül gibi kızcağıza diyebiliyorum. :D Hayır tam olarak onu demiyorum ama üzülebiliyorum, hüzünü hissediyorum. Bu kalite işte. Söz olmadan da anlayabiliyorsun hissiyatı.
Kalite dedim ki asıl konuya girme zamanı gelmiştir artık.
Albüme para vermiyorum demiştim fakat geçen gün özellikle Fazıl Say’ın İlk Şarkılar albümünü sipariş ettim. Üstelik sadece bir videosunu dinleyerek.
Elime ulaştığı günden bu yana aralıksız dinliyorum tıpkı yukarıda bahsettiğim kıl insan tipi gibi :D Yalnız benim farkım yeni albümü dinlemek tabii ki, hemen uyuz olmayın -_-
Hafta içi şirkette en az 2-3 kez baştan sona, akşam eve dönerken ve sabah işe gelirken arabada, evde bilgisayar başında vakit geçirirken ya da kitap okurken sürekli dinliyorum. O kadar güzel ki anlatmak çok zor. Gücünü müzikten alıp şiirle yollara çıkan bilge bir filozof sanki albümün tamamı. Evet, hem müzik, hem şiir, hem felsefe var içinde. :)
Üşenmeden oturdum bu yazıyı yazıyorum çünkü gerçekten çok sevdim. Belki birileri daha tanışır böyle bir kaliteyle.
Hükümetin onca uğraşına rağmen kalitesinden ödün vermeyen, fazlasıyla imkanı olmasına rağmen yurdundan vazgeçmeyen çağımızın en önemli isimlerinden biri olan Fazıl Say’ın orjinal albümünü satın almanızı şiddetle öneriyorum.
Metin Altıok – Düşerim
Sivas Katliamı’nda yobaz piçler tarafından canı alınmış Metin Altıok’un Düşerim şiirini müthiş yorumlamış Serenad Bağcan. Tabi müzikal tüm iş Fazıl Say’ın.
bazan oturduğum yerde
kendi kendime dalıp giderim,
bulanık geçmişimle.
genişleyen halkalar çizerim,
bir düşün uyanık imgesine.
gölünüze taş düşerim.
sizse hep konuşursunuz
sığınıp kof sözlere,
kaçarak kendinizden
uğuldayan hüznünüzle.
telâşla geceyi bulursunuz.
gözünüze yaş düşerim.
Ömer Hayyam – Akılla Bir Konuşmam Oldu Dün
Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal makal, dedi.
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam’ın bu sözlerine ne dersin, dedim:
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi.
Cemal Süreya – Dört Mevsim
Yaz mezarına gömsünler bizi. :( Yazın bir mezarda yatıyor olursam çiçekler de açar üzerimde, kuşlar da öter cıvıl cıvıl, canım sıkılmaz bence :)
Bahar mezarına gömsünler sizi
Yapraklar gibi buluştunuzdu
Kokular gibi seviştinizdi
Bahar mezarına gömsünler sizi
Yaz mezarına gömsünler sizi
İlk kezmiş gibi buluştunuzdu
Son kezmiş gibi seviştinizdi
Yaz mezarına gömsünler sizi
Güz mezarına gömsünler sizi
Salkımlar gibi buluştunuzdu
Ağular gibi seviştinizdi
Güz mezarına gömsünler sizi
Kış mezarına gömsünler sizi
Sokaklar gibi buluştunuzdu
Çarşılar gibi seviştinizdi
Kış mezarına gömsünler sizi
Metin Altıok – Bu Kekre Dünyada
sevgilim
bak, geçip gidiyor zaman
aşındırarak bütün güzel duyguları
bir yarım umuttur elimizde kalan
göğüslemek için karanlık yarınları
bu kekre dünyada
yazık
geçit yok aşka
bir şey yok paylaşacak
acıdan başka
Can Yücel – Sardunyaya Ağıt
En vurucu eserlerden biri bana göre! Deniz Gezmiş için Can baba tarafından yazılan Sardunyaya Ağıt şiiri müziğin akışıyla öyle müthiş harmanlanmış ki oturup ağlayasınız geliyor dinledikçe.
ikindiyin saat beşte
baş gardiyan rıza başta
karalar bastı koğuşa
ikindiğin saat beşte
seyre durduk tantanayı
tutuklayıp sardunyayı
attılar dip kapalıya
ikindiğin saat beşte
yataklık etmiş ki zaar
suçu tevatür ve esrar
elbet bir kızıllığı var
ikindiğin saat beşte
dirlik düzenlik kurtulur
müdür koltuğa kurulur
çiçek demire vurulur
ikindiğin saat beşte
canların gözleri yaşta
aklı idamlık yoldaşta
yeşil ölümle dalaşta
sabahleyin saat beşte
Pir Sultan Abdal – Sordum Sarı Çiğdeme
Şimdiye kadar hep ilahi olarak bilinip söylenen Sordum Sarı Çiçeğe (Yunus Emre) ile bağını merak ediyorum. Bilen, duyan yorumlarsa çok sevinirim. Müzikal anlamda harika olmuş yalnız!
sordum sarı çiğdeme
sen nerede kışlarsın
ne sorarsın hey derviş
yer altında kışlarım
sordum sarı çiğdeme
yer altında ne yersin
ne sorarsın hey derviş
kudret lokması yerim
sordum sarı çiğdeme
senin benzin ne sarı
ne sorarsın hey derviş
hak korkusun çekerim
sordum sarı çiğdeme
anan baban var mıdır
ne sorarsın hey derviş
anam yer babam yağmur
sordum sarı çiğdeme
asacığı elinde
hak kelamı dilinde
çiğdemde dervişlik var
pir sultanım erlerle
yüzü dolu nurlarla
ak sakallı pirlerle
çiğdemde dervişlik var
Orhan Veli Kanık – Efkârlanırım
Mektup alır, efkarlanırım;
Rakı içer, efkarlanırım;
Yola çıkar, efkarlanırım.
Ne olacak bunun sonu, bilmem.
“Kazım`ın” türküsünü söylerler,
Üsküdar`da;
Efkarlanırım.
Orhan Veli Kanık – İstanbul’u Dinliyorum
Bu şarkıda şiirin 2, 4 ve 5. kıtalar kullanılmış.
istanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
kuşlar geçiyor, derken;
yukseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
ağlar çekiliyor dalyanlarda;
bir kadının suya değiyor ayakları;
istanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
istanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
başımda eski alemlerin sarhoşluğu
los kayıkhaneleriyle bir yalı;
dinmiş lodosların uğultusu içinde
istanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
istanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
bir yosma geçiyor kaldırımdan;
küfürler, sarkılar, türküler, laf atmalar.
birşey düşüyor elinden yere;
bir gül olmalı;
istanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Nazım Hikmet Ran – Memleketim
memleketim memleketim memleketim,
ne kasketim kaldı senin ora işi
ne yollarını taşımış ayakkabım,
son mintanın da sırtımda paralandı çoktan,
şile bezindendi.
sen şimdi saçımın akında,
enfarktında yüreğimin,
ve alnımın çizgilerindesin, memleketim,
memleketim memleketim
Muhyiddin Arabi – İnsan İnsan
1, 2 ve 6 dizeler kullanılmış.
insan insan dedikleri
insan nedir şimdi bildim
can can deyü söylerlerdi
ben can nedir şimdi bildim
kendisinde buldu bulan
bulmadı taşrada kalan
müminin kalbinde olan
iman nedir şimdi bildim
muhyeddin eder hak kadir
görünür her şeyde hâzır
ayan nedir pinhan nedir
nişan nedir şimdi bildim