Kategoriler
Edebiyat

Nasıl Kindle satın alabilirim?

Amazon.com_LogoBildiğiniz üzere Amazon.com adlı dünyanın en büyük alışveriş sitesi dünyanın en sevimli ülkesi olan Türkiye’ye ürün satmıyor. İyi de ediyorlar bence, çünkü ellerindeki o devasa ürün yelpazesi ile bizleri tüketimin nirvanasına ulaştırır evde yorgan yastık yer yine de teknolojiden ve bilimum gereksiz alet edevattan kendimizi alamazdık gibime geliyor. Evet pozitif bakmakta fayda var, yoksa ben de biliyorum buradan lanetler okumayı ürün satmadıkları için. :D

Konumuz Amazon üzerinden Türkiye’ye nasıl Kindle getirilir?

Eğer Amerika’da bir tanıdığınız yoksa ve Amazon’a kayıt olurken geçerli bir Amerika adresi bildirmediyseniz zaten ürün filan satın alamazsınız. Bu da demek oluyor ki ilk sorunumuz adres! O zaman; ordular, ilk hedefimiz Borderlinx diyorum!

Borderlinx ile nasıl hesap açılır gibi çok gereksiz bir konuya girmeyeceğim. Yani sen tut facebook hesabı aç, mail hesabı aç, git ask.fm lerde, tumblr’larda fink at sonra gelip bana Borderlinx’de nasıl hesap açılır diye sor. Kafa atarım adama kafa!

Borderlinx’de temel düzey internet bilginizle açtığınız hesap ile birlikte size cillop gibi iki adres sunulmaktadır. Bu adreslerden biri yunaytıd kingdım, diğeri ise yunaytıd steyts of amerika oluyor. Biz Kindle denen dünya tatlısı aleti alabilmek için 17.YY’da keşfedilen ve bölgenin yerel halkı olan Kızılderililere soykırım uygulayan, petrol için yapmayacağı şerefsizlik kalmayan insanların da içerisinde hatta en tepesinde bulunduğu ve benim oturduğum yerden onlara lan ne kadar rererösünüz diyerek isyan edip onların ceplerine daha rahat nasıl para akıtabiliriz diye blog yazdığım Amerika’dan alacağız. (cümlenin de bokunu çıkardım farkındayım, uzadıkça uzadı valla kusura bakmayın.)

Amerika adresimizin olduğu sayfayı açık bırakıp gidip yeni bir Amazon.com üyeliği alıyoruz ve üye olurken adres satırına Borderlinx’in verdiği adresi yapıştırıyoruz haliyle. Yani o kadar anlattım zaten bunu tahmin etmiş olmanız gerekirdi. Sürpriz olmadı di mi Amerika adresi alıp adres satırına yapıştırmak. :D

Her neyse üye olduk, şifremiz filan var. Bu durumda konektikıt’daki losencılıs’daki lanet olasıca bir zenciden ya da kahvesine donut bandıran geri zekalı polislerden hiçbir farkımız yok. Onlar alabiliyorlarsa biz de her dilediğimiz şeyi alabiliriz şimdi bu içine tükürdüğümünün sitesinden! Fakat bir engelimiz var dostlar, bizim sevimli ülkemiz yurtdışından getirilecek ürünler için 75(euro işareti) sınır koyuyor ve eğer o bedeli aşarsanız şlak diye yapıştırıyor bilmem ne vergisi, konşimento vergisi, sonra yine bir bilmemne vergisi falan filan bir sürü şey. Henüz (iyi ki) başıma gelmediğinden ne şekilde vergilerle ızdıraplar yaşanacağını tatmadığım için size önerim ne alıyorsanız alın 75(euro işareti)yu geçmeyin.

kindletouchEvet ilgili sayfadan Kindle’ı sepetimize ekliyoruz, kargo kısmında 1-8 days free shipping seçeneğini seçiyoruz adeta ben fakirim diye bağırırcasına. Kusura bakmayın ama fakirlik filan değil aslında bu biraz da ego tatmini, çünkü Türkiye’de gollum gibi fiyatlara satılan bir ürüne en ekonomik nasıl sahip olurumun mücadelsi bir bakıma.

Ödememizi yaptık, kargo durumunu seçtik ve ürünün Borderlinx’in bize sunduğu içinde Rihanna, Tom Waits gibi güzel insanların da yaşadığı Amerikan toprakları içinde hareketinin tamamlanmasını yani verdiğimiz adrese ulaşmasını bekliyoruz.

Aradan bir kaç gün geçecek ve ürün Borderlinx’in Dayton adresine ulaşacak. Bunun akabinde size bir mail gelecek ve o mail diyecek ki; “Birader kusura bakma rahatsız ediyorum ama kapıya bi adam geldi, kutu filan getirdi ben onu aldım, göndereyim mi sana?” siz de Borderlinx ekranında bakacaksınız ki o gelen kutunun fiyatı ne kadarmış? Çünkü bu cinsine tükürdüklerim adam kazıklamak için yer arıyorlar. Tabi biz öyle çakallara para kaptıracak çömezler değiliz, merak etmeyin kurban olduklarım arkanızda ben varım. Eğer ürünün size gönderilmesi için istenen bedeli 12$’dan fazla ise hemen live chat ekranında “aga bu ne?” diyorsunuz ve ürünü aldığınız amazon linki ile birlikte invoice çıktısını pdf ile gönderebileceğinizi söylüyorsunuz. Bizi kazıklamaya çalışan uyanıklarda “hacı bi dakka ya kuzenim yazmış kusura bakma” diyor ve fazla yansıtılan ücreti hemen bizim beklediğimiz fiyata çekiveriyor. ;) (ben alırken ürünün bedeli hızlı gönderimle 12$ görünmüştü fakat arkadaşıma alırken onda 39$ gibi bir rakam çıkmıştı, hemen übersonik ingilizcemin dibine vurarak adamları insani rakamlara davet etmiş ve muvaffak olmuştum.)

Şimdi ben başta dedim ya bu saatten sonra size basit Borderlinx’e kayıt işlemini mi anlatacağım diye. Heh işte anlatmadım çünkü biliyorum Borderlinx’e kayıt olurken oradaki gönderim adresi kısmına Türkiye’deki adresinizi yazacağınızı. Yani aksini yapmış olamazsınız, yaptıysanız ahahaha diye gülerim bak çok ciddiyim! :D

Evet ürün Dayton’dan yaklaşık 4 günde dünyanın en sevimli ülkesi olan Türkiye’ye geliyor ve DHL adındaki übersonik kapitalist ama iyi hizmet veren firma kapınıza kadar getiriyor güzeller güzeli Kindle’ınızı. Utanmasalar açıp kitabı onlar okuyacak bak o kadar da iyi hizmet veriyorlar, ciddiyim!

Şimdi anneye anlatır gibi anlattığım Kindle denen teknoloji harikası cihaza nasıl sahip olunur adlı son derece ciddi satın alma rehberime burada son veriyor ve yarım kalmış Alan Durning – Ne Kadarı Yeterli? Tüketim Toplumu ve Dünyanın Geleceği adlı şuan yazmış olduğum yazıya tümüyle ters olan kitabımı okumaya gidiyorum.

Amerika’ya lanetler ederek nasıl onlara para kazandırabiliriz? adlı makalemin sonuna geliyor, tüm kitap severlere iyi okumalar diliyorum. :)

Kategoriler
Edebiyat

Kindle basılı kitapları öldürebilir mi?

kindletouchKitabın kokusunu ben dünyalara değişmem ne diyorsun lan sen oradan zırt! İndir ulan o readerını çakma entel!

Yukarıdaki sözler bir zamanlar delicesine basılı kitabı savunan, ekitaplara küçümseyen gözlerle bakan, onları soğuk bir dünyada sıcaklığı hissetmeye çalışan zevksiz insanlar olarak yorumlayan bana ait.

Gel gelelim tüketim toplumunun git gel ruhlu kepazelerinden biri olarak dayanamayıp geçen ay ABD’den bir Amazon Kindle Touch siparişi verdim. Nasıl verdim, neden verdim, iyi mi ettim kötü mü ettim gelin beraber yorumlayalım.

Öncelikle hayatındaki her şeyi kitap okumaya göre endeksleyebilen bir yapıya büründüğümden dolayı; kitap ile ilgili her konudan haberdar olmalıyım ve tek dayanağımı daha cazip hale nasıl getirebilirim diye alternatifleri değerlendirmenin iyi bir fikir olacağını düşündüm. Biraz da ürün ihtiyaçlarımı karşılamak için varmış gibi geldi bana.

Mesela benim altı çizili cümle takıntılarım vardır kitaplarda, bilirim çünkü beyin her ne kadar bedava da olsa, hafızam her ne kadar filimsimtrak bir türde de olsa gerçekten her okuduğum şeyi aklımda tutamıyorum ve bir gün o cümleyi bir yerlerde kullanmak isteyeceğime dair de içimde değişik bir his oluşuyor. Kitaplığımdan kitapları karıştırmak ve genellikle aklıma gelen cümleye ulaşamamak da gayet sinir bozucu oluyor! İşte Kindle denen minnak kadar alet bu soruna çözüm oluyor. Kitabı okumaya başladığınızda beğendiğiniz cümle ya da paragrafları çizerek size tek bir yerden ulaşabileceğiniz “altı çizili cümlelerim” adında bir dosya sunuyor. E ö ee demeyin bence gayet süper bir özellik.

İkincisi; okuduğum kitaplarda bilmediğim kelimeleri ya da tarihsel kişileri ya da kavram ve olayları araştırma gereği hissederim. Zaten kitabın en güzel yanı da bu ya, yeni bir şeyler katıyor dünyana. İşte ben kitabıma ayracımı yerleştirip ekşi sözlük ya da vikipedi’den konuyu araştırırken gözüm diğer sekmelerdeki facebook, twitter, haberler vs. şeylere takılıyor ve amacımdan sapıp kitap okumayı bırakıyor gidip harlem shake videoları izleyip aforizmalar beğeniyorum. Buna engel oluyor kurban olduğum Kindle’ı. Ekranda araştırmak istediğiniz kelimeye basılı tuttuğunuzda hem bir sözlükten o kelimenin anlamını araştırıyor hem de isterseniz kitaptan hiç ayrılmadan küçük bir ekranda vikipedi’deki sayfadan bilgiler aktarıyor. Ne oluyor? Kitaptan kopmamış oluyorsunuz ve edindiğiniz bilgi, zaman size kâr kalıyor.

Üçüncüsü; kitap masrafları. Geçtiğimiz aylarda 300 lira gibi bir rakamı yani bir ailenin 1 aylık faturalarını sadece kitaplar için harcamışım. Evet bu acınacak bir rakam değil söz konusu kitaplar olunca fakat vicdanen kendimi pek de rahat hissettiğim söyelenemez. Kindle bu olaya da parmak basıyor ve kimse kusura bakmasın kolum gibi fiyatlara kitap satan kültür tüccarlarına çalım atmış olmanın da eşsiz keyfini yaşatıyor etrafta dolanan bedava ekitaplar sayesinde. Üstelik en güncelleri de var bunların içinde.. Haruki Murakami? Yeah!

Dördüncüsü, yalnızca kitap okumak için de değil. Yazı tabanlı her şeyi okuyabiliyorsun, mesela ben uzun olduğu için read it adlı uygulama ile daha sonra okurum diye not ettiğim makaleleri aradan haftalar geçtikten sonra anca okuyabiliyordum. Şimdi ise chrome eklentisi sayesinde tek tuşla makale Kindle’ıma düşüyor ve hiç göz yormayacak şekilde rahat rahat okuyabiliyorum her şeyi. Yani yazıları kaçırmıyorsunuz.

Beşincisi, göz yormuyor yukarıda da bahsettiğim gibi. E-Ink teknolojisi denilen ve tarif edemeyeceğim garip bir yapıya sahip ekranı ile bir kitaptan (burada dikkat çekmek istiyorum, kaliteli basılmış bir kitaptan) hiç bir farkı yok. Gözlerim hiç yorulmuyor artık. Ben ki bir dönem kitaplar sayesinde bıçak altına yatmış biri olarak bu özelliğinden dolayı acayip mutluyum.

Altıncısı, aslında çok önemli olmayan bir konu ama şarjı 2 ay gidiyor.

ereader vs booksYedincisi, istediğiniz kitabı hemen okumaya başlayabiliyorsunuz, pdf dosyalarınızı amazon.com’un size verdiği bir email adresine mail atıyorsunuz ve amazon sizin için saniyeler içinde convert edip cihazınıza kitabı yüklüyor.

Sekizincisi, benim gibi birden fazla kitap okuyan (ki bu konu da önemli, bir kitap bazen sıkabilir, bu durumda kendinizi zorlayıp ille de bitireceğim diye kasmak yerine bir başka kitaba başlayabilir ve arada o sizi sıkan kitaba tanıdığınız zaman ile belki zorlu bölümleri geçebilmek içn gerekli motivasyona kavuşabilirsiniz.) biri için 2 bazen 3 kitabı bir arada taşımak yerine incecik bir cihazı (ölçmek gerekirse hemen hemen samsung note 2 gibi bir boyuta sahip) çantanıza ya da torpidonuza atıp canınız ne zaman isterse istediğiniz kitabı okuyabilirsiniz.

Dokuzuncusu, düzenli takip ettiğiniz bloglar ya da köşe yazarlarını geliştirilmiş kindle uygulamaları ile günlük olarak yükleyebiliyor bu sayede sürekli takipte kalabiliyorsunuz.
Onuncusu, ucuz. 10 adet kitaba verdiğiniz para ile bir adet kindle satın alabiliyor bu sayede yüzlerce kitap okuyabiliyorsunuz.

Hani olur ya şunu bunu almak için 10 neden diye. :D Benim ki de bunun gibi bir yazı oldu ama inanın sıralayacak daha çok şey var, mesela mp3 oynatmak ya da internete girebilmek gibi. Sakın ola bunları tabletler de yapıyor diye düşünmeyin, tabletler kitap okumak için değil internette gezinebilmek ve multimedia işlemlerini halledebilmek için varlar. Ekranları kıyaslanamayacak kadar farklı.

Şimdi bağlamak gerekirse basılı kitaba noolucakmış lan değişik diye pöykürdüğüm günlere kıyasla öngördüğüm durum şudur ki; gün gelecek belki de dünyanın % 70’i ekitap ile hayatına devam edecek ama benim de dün gece yaptığım gibi alıp bir kitabın sayfalarını kokladığında o %30’luk kesimin saygın duruşuna imrenerek bakacak. Basılı kitap asla ölmeyecek fakat gücünü ekitaplara bırakmaması neredeyse imkansıza yakın.

Bir sonraki yazımda Türkiye’ye satışı olmayan Kindle’ı nasıl Amerika’dan getirtebileceğimizi anlatacağım.

Son söz; okuyun da nasıl okursanız okuyun abi boşverin kindlemış basılı kitapmış! :D

Yetmedi, bir son söz daha! Eee Varol sen kitaplarına gözün gibi bakardın, hani yavrucuklarının da yavrucuklarına miras kalacaktı onlar diyenlere de cevabım. Biz daha ölmedik aslanım, basılı kitaba da saygımızı yitirmedik, elbette alıp okuyacağız sayfaları mis gibi kağıt kokan kitapları. Hatta şuanda Kindle ile Milan Kundera – Ayrılık Valsi, basılı olarak da Marquez – Kolera Günlerinde Aşk’ı okuyorum.

Şimdi sondan bir önceki son söz daha anlamlı olacak gibi. Okuyun! Yeter ki okuyun…