Ha bitti ha bitecek derken sonunda evimde yazabiliyorum.
Genel olarak askerliğin nasıl birşey olduğunu orada yaşadıklarını ve döndüğünde bir erkeğin neler yaşadığını anlatayım.
- Askerlik tripleri sülüs tarih yaklaştıkça artmaya başlar. Artık evinizde bile yabancı gibi hissetmeye başlıyorsunuz kendinizi.
- Sülüsü elinize aldığınızda bir düşünce sarar içinizi acaba nasıl bir yerdir eğitim birliğim. Zor mudur doğuya mı gönderir yoksa külliyen yatış mıdır? Düşünürsünüz sürekli ama size cevap olarak şunu söyleyeyim acemi birliklerinde bir laf vardır “Acemiye merhamet vatana ihanettir.” İşte bu laftan yola çıkarak çokta rahat bir ortam beklemeyin, boşuna hayal kırıklığını uğramayın.
- Sülüs aldığınızdan itibaren zaman sanki coşmuş bir nehir gibi durmaksızın hızlı hızlı akıp gider. Sanki her şey sizin aleyhinizeymiş gibi hissedersiniz. Son günlerinizde herkes size çok iyi davranır bu emanet davranışlar daha çok sinirlerinizi bozar, acaba bir daha göremeyecek miyim bu insanları diye düşünürsünüz.
- Ayrılık vakti geldiğinde kendinizi sıkarsınız, ailenize hiçbir şey belli etmemeye çalışırsınız ama onlar da anlarlar. Kimse lan benim içimde bir korku yoktu askere giderken demesin, herkes aynı duyguları yaşadı boşuna kendinizi kasmayın. Fakat ailenizi üzecek davranışlardan da kaçının. Mümkün olduğunca az ağlayın döndüğünüzde sizle dalga geçmesi için arkadaşlarınıza ve sevdiklerinize koz vermeyin :)
- Derken otobüse veya uçağa binmişsinizdir. Artık mecburi bir istikametin ayrılığı gösteren adaletsiz kavşağındasınız. Gideceğiniz yerde ana, baba, kardeş, yâr, kanka hiçbir şey yok. Sadece sizler gibi ana kuzuları ve herkesin uyuz olduğu kadro askerler vardır.
- Gider kayıt yaptırır ve üstünüzü arattırırsınız. Hangi bölüğe düştüğünüz belli olur. Genelde sınıf sınıf ayrılırlar. Misal psikolojik sorunları olanlar RDM (Rehberlik Danışma Merkezi) adında bir sınıfa girerler. Buna keza kolunda dövmesi olan ve jilet izi bulunanlarda…
- Daha sonra muhtemelen ihtiyaçlarınızı gidermek için alış veriş yaptırırlar ve sizi koğuşa götürürler. Bizimki öyle olmuştu. Elinize kamuflaj, bot, çamaşırlar ıvır zıvırlar filan verilir. Bunlar
1512-5 ay boyunca sizin her türlü faaliyetinize eşlik edecek onursal giysilerdir. İyi sahip çıkın. - Gece yatırırlar ve sabah kalk saatiniz; henüz hava aydınlanmamışken bağıran berbat bir sesin “KOĞUŞ KAAALK” emri olur. Evet artık asker ocağındaki ilk küfürünüzü de etmiş bulunmaktasınız. Zaten berbat bir gece geçirmişsiniz bir gün önce evinizde şimdi ise berbat kokan bir koğuşta. Durumu kabullenmeye çalışmışsınızdır, gece boyu tam uykuya dalmışsınızdır ki; kalk derler ve isyan edemezsiniz yatakta oyalanamazsınız derhal kalkmalısınız.
Devamı bir sonraki yazıda. Askerliğini yapmayan kardeşlerimizede ışık tutmasını isterim. Ben giderken o kadar araştırmama rağmen beni aydınlatacak bir yazı bulamamıştım belki boşluğu doldururuz.
Şimdilik diğer yazıya kadar hoşçakalın.