Geçenlerde çok büyük bir risk alıyormuş gibi hissedip, hayatımda nelerin değişeceğini doğru düzgün bilemeden gidip bir Ipad Air aldım. İlk çıktığı zamanlar Apple saçmalıktır diyen ben hem telefon, hem tableti Apple’ladım. Gerçi telefonumu yenilemem gerekirse artık Iphone serisine devam etmek istemiyor ama bakalım, şimdilik her işimi görmeye devam ediyor emektar Iphone 4’üm.
Neyse bu yazıyı yazma amacım araştırırken ciddi anlamda Ipad Air bana neler katabilir, gündelik yaşamıma faydası nedir, bir telefondan avantajı/dezavantajı neler olabilir, tablet benim için gerekli mi sorunsallarına tatmin edici cevaplar bulamamamdı.
Neden Ipad Air aldım?
Benim tablet alma nedenim biraz saçma biraz da mantıklıydı, hangisi olduğuna karar veremedim. Fotoğraf makineme lens mi alayım, yoksa çıktığım tatilde nispeten hem ufak tefek fotoğraflar çekip, hem de laptop yükünden mi kurtulayım seçenekleri arasında kalmamdan dolayı tablet almaya karar verdim. Fotoğraf makinemi geçtiğimiz aylarda Tahir’in yardımıyla değiştirdim, full frame bir makineye geçiş yaptım fakat üzerindeki lens yalnızca portre çekime uygundu, ben ki eğer canı fotoğraf çekmek isterse (uzun süredir böyle bir şey olmuyor ne yazık ki :( ) manzara çekmeye daha meyilli biri olarak fotoğraf makinemin üzerindeki lensin kısıtlılığına tahammül edemiyordum. Tatile çıkarken de FF bir lensin dev bütçesine bayılmayayım diye nispeten geçici bir çözüm olabilecek hem de pratik bilgisayar işlevi görecek Ipad’e yöneldim.
Ipad ile hayatımda neler değişti?
Uçmayı öğreniyorum, az kaldı! :P
Ipad kullanan arkadaşlarıma soruyordum, neler değişti hayatınızda diye, aldığım cevap birkaç istisna dışında hep aynıydı. “Evde artık bilgisayar açmıyorum!”
Cidden doğru söylüyorlarmış, test ettim ve onayladım, Ipad aldığım günden bu yana bilgisayarı yalnızca blog yazmak için açtım. Diğer tüm işlemlerimi geniş geniş tablet üzerinden gerçekleştirebiliyor(muş)um.
Tatilde çok işime yaradı, fotoğraftan ziyade bol bol video çektim gittiğim yerlerde. Elinizden düşüremediğiniz için ister istemez bir çok şeyi ölümsüzleştirme ihtiyacı hissediyorsunuz. Bir de benim aile içi hatıraları dijitalleştirme projem var, onun için de çok işe yaradı diyebilirim. Almanya’da babaannemi çok kez videoya aldım bizim aile içinde efsane hikayeleri ölümsüzleştirmek için. Eskilerin hikayelerine bayılırım her zaman, geçmişle ilgili o kadar çok anlatacak şeyleri var ki, dinlemekten bıkmıyorum fakat ne yazık ki bir kulağımdan giriyor, diğerinden çıkıyor. En güzeli bir araya geldiğimizde hep gülüp eğlendiğimiz şeyleri videolayıp arşivlemek diye düşündüm. Tabi gecinden versin ama bir gün o insanları kaybettiğimizde onca güzel hikaye de ancak hayal meyal akıllarda kalacak. Ne gereği var, hepsini koyuverelim kenara, di mi ama? Örneğin dedemin efsanevi bir mezar soygunu hikayesi vardır, gözlerimizden yaş gelir her dinlediğimizde. E bana onu 10 yıl sonra sorsan; yarısını hatırlar geri kalanını uydururum muhtemelen. Üstelik ben anlatsam kimse inanmaz bile, birinci ağızdan kayıtlarda olması bence harika. :)
Mesela tablet sayesinde geçenlerde aldığım haberlerden uzak durma kararımı daha stabil hale sokabiliyorum. Belli başlı uygulamalar sayesinde yalnızca istediğim şeyleri okuyorum, (genellikle yabancı blog ve haber siteleri vs.) vay efendim RTE şunu söylemiş de, Davutoğlu buna böyle deyip milleti çıldırtmış da bunların hiçbirine denk gelmiyorum. Gelirsem de görmezden geliyorum zaten. -_- Umrumda değil bu ülkenin ne olacağı, yeterince yıprandım, kimin ne hali varsa tepe tepe görsün!
Yeni alışkanlıklar ekliyor insana. Çizgi roman dünyasına adım attım örneğin. Öyle geniş bir derya ve bir o kadar da eğlenceli bir dünyaymış ki; bu zamana kadar farkedemediğim için kendime kızdım! Cidden kitap ile dizi izlemenin karışımı, şukela bir hobi diyebilirim. Tabi iyi yerlerden başlamak, olaya dahil olmadan önce sıkı bir araştırma yapmak gerekiyor, zira benim babam bile çocukluğunda Texas, Tommiks’lerle büyümüş biri, yıllardır durmaksızın üretilen onca içerik dev bir hâl almış, içlerinden en güzellerini seçmek ise ciddi bir araştırma gerektiriyor. Konuya yeterince hakim olabilirsem hakkında bir blog yazarım diye düşünüyorum.
Über tembel bir insan haline getiriyor. Bütün gün yataktan çıkmadan elinde tabletle vakit geçirebilen bir insana dönüşebiliyorsunuz. Hadi dizi izleyeyim, hadi açıp bir film izleyeyim, biraz sosyal medyada vakit geçireyim, sohbet edeyim ıvır zıvır acayip vakit öldürüyor. Bu iyi bir şey mi? Bilemeyeceğim, ben çok fazla kendini dışarı atmak için ölen bir insan değilim, evde vakit geçirmekten zevk alıyorum ve tablet ciddi anlamda bana yardımcı oluyor bu konuda. Günün büyük bölümü okumak ve izlemekle geçiyor.
Belirli aralıklarla personellere eğitim veriyorum. Tüm eğitim slaytlarımı tablete attım, bundan sonra sunumları tablet üzerinden gerçekleştirmeyi düşünüyorum. Tabi henüz bu konu hakkında teknik araştırma yapmadım, bir aparat almam gerekiyor galiba ama problem değil, şirkete yazarız heralde :P
Dergi takip etme alışkanlığı kazandırıyor. Bunun illegal yollarını arıyorum, muhtemelen vardır, bilen yorum bıraksa harika olur. :) Özellikle Popular Mechanics epey ilgimi çekiyor.
İşimle ilgili olarak maillerimi takip etmem, sürekli maillere cevap vermem gerekiyor. Maili bırak fakslarımı bile kontrol edebiliyor, gerektiğinde teamviewer ile bir kafede ya da internet olan bir alanda çabucak tüm işlemlerimi halledebiliyorum. E telefonla yapamıyor musun sanki diyen olabilir ama telefonun minnak kadar ekranı ile tabletin ideal ekranı arasında ciddi bir verim farkı var bana göre. Ya atma sende diyebilirsiniz, ben de telefonun yaptığı her şeyi yapıyor sonuçta diye düşünüyordum ama bu yazıyla görüldüğü üzere yanıldığımı itiraf ediyorum.
Hiç mi dezavantajı yok? Bu bir dezavantaj sayılabilir mi bilmiyorum ama içerik üretmiyor sadece tüketiyorsunuz. Yani üst paragraflarda dediğim gibi blog yazmak için ya da sözlükte dev bir entry girmek zorunda kalırsam mecburen laptop başına koşuyorum. Dokunmatik klavyelerle insan odaklanıp pek verimli yazamıyor. Bluetooth klavye ile bu sorun çözülebilir diyorlar ama bilemiyorum, gözümle görüp kullanmadan bluetooth klavye siparişi veremem, belki ileride.
Bir diğer dezavantajı da kitap okuma konusunda :( İşte bu beni çok yaralıyor. Çizgi roman filan okunuyor ama kitap konusunda ben verimli olduğunu düşünmüyorum. Milyon tane ebook var, okumak isteyene derya ama kindle ile bile tam anlamıyla dijital kitap mevzularına adapte olamamış beni ipad de ne yazık ki çekemedi. Birkaç hafta sonra nazikçe yanı başıma koyup kitaplarıma dönmeyi çok istiyorum.
İşe Yarar Ipad Uygulamaları
En çok kullandığım uygulamalardan biri. Belirli ilgi alanlarınızı seçiyorsunuz ve size o konularda haberleri sunuyor. Flipboard benzeri ama bence bu içerik olarak daha zengin gibi. Trending News olayı var mesela, dünyada ne olup bitiyor direk kurcuklayabiliyorum. Gerçi Flipboard satın almış sanırım bunu. İkisini de severek kullanıyorum, flipboard’un aptallaşma ihtimalini daha yüksek gördüğüm için bunu tercih ediyorum genellikle.
E zaten her zaman kullandığımız RSS uygulamamız. Tablet üzerinde okumak daha bir keyifli gibi ama.
İnsanların deneyim ve önerilerinden faydalanmayı seviyorum. Biri bir film ya da kitap önerdiğinde hemen oraya kaydediyorum. Ortalama bir haftada en az 3-4 kitap film tavsiyesi alıyorum, benim için çok verimli bu açıdan. Her yerden erişiyorsun falan filan ya kategorisinin en mükemmel ürünü.
Tabi default geliyor diye pek önemsenmiyor bu uygulama ama bildiğin dünya üniversiteleri, kitapları ıvır zıvırları her şeyine bir tıkla erişebiliyorsun. Apple’ın en güzel ürünlerinden biri bence. Anadolu Üniversitesi de bu sisteme dahil, bir çok videolu ve yazılı derse erişebiliyorsunuz. Seviyorum, tavsiye ediyorum. :*
Her gün bir tane ilham verici video izlemeye çalışıyorum. Bazen inanılmaz güzel şeylere denk gelebiliyorum. Web aleminin en faydalı olaylarından biri bu bence, her tablette olması gerekli.
Bilinen uzak bilgisayarlara bağlanma programı. Bazen hayat kurtarıyor.
Bilgisayar, cep telefonu, tablet hayatımı ele geçirmiş müzik dinleme şeysi. Paraya kıyıp premium alacak kadar çok seviyorum. Baaaağzı sanatçılar içerisinde eksik ama yine de mükemmel iş görüyor!
Müzik dinlemek için Spotify’den sonra en güzel uygulama.
Çizgi roman okumak için müthiş bir uygulama. Ipad’e wireless bağlantı üzerinden direk çizgi romanları aktarma imkanı da veriyor.
En süper pdf okuma uygulaması. Altını çiziktiriyorsun, işaretliyorsun ıvır zıvır kitaba takla attırmadığı kalıyor. 7 lira verip satın aldım valla, o kadar hizmete bence değiyor.
Yasaklı sitelere(?) girmek için kullanılıyor. Ehe. :P
Apple’ın uygulaması, çektiğiniz videolara süper tema müzikleri ekleyebiliyor şekilli şukullu vidyolara dönüştürebiliyorsunuz.
Geçenlerde Gmail hesaplarının hacklenmesinden sonra tüm web şifrelerimi değiştirme kararı aldım. Artık tüm şifrelerimi bunun üzerinde tutuyorum. Hiçbir şifremi bilmiyorum, abuk sabuk karakterlerden oluşuyor, lastpass gerektiğinde kendi dolduruyor. Ipad üzerinde ise şifre girilmesi gereken ekranda paylaş kısmına gelip lastpass simgesine tıklarsanız otomatik olarak login olabiliyorsunuz. Hem güvenli hem pratik bir uygulama. Eğer ilgi duyuyorsanız LastPass’ın çalışma mantığını detaylıca bir araştırın derim, ben güvenli buldum şahsen çalışma mantığını.
Eh Dropbox, MovieBox, Instapics, Tumblr, IBB Trafik, tvyo, Yahoo Hava Durumu ıvırı zıvırı anlatmaya gerek yok zaten.
Alalım mı hocu?
Aldığıma pişman değilim, eğer böyle ıvır zıvır şeylere meraklı biriyseniz cidden büyük kolaylık. Alın, takılın. Ya ona vereceğim parayla bla bla bla yaparım diyorsanız bla bla bla yapın bence en mantıklısı. :)
Son olarak;
“Ipad Air almak mantıklı mı?” için bir yanıt
Ipad Air almak mantıklı mı? evet..